31 Mayıs 2020 Pazar

ne güzel şey yaşamak

his, 
sizden 
uzaklarda.

s.s.b.ç.

devrilen şişelerden sonra
akıl, başa geliyor.
böyle biline ekim devrimi.

ve da hi

oruç açıldı
sonsuz denizlere.
gelmez bir daha buralara.

30 Mayıs 2020 Cumartesi

asariye

yok oluşları,
yokuşları,
o kuşları
oku.

yıllanmış harap

herkes ektiğini içer.

28 Mayıs 2020 Perşembe

sanrı

99 adım olacak da
1 adım atmayacam...

yüzsüz

bir palyaço savaş boyalarını sürdüğünde
tüm espirisini kaybeder.

26 Mayıs 2020 Salı

mezarkabul

hayır, kafanı kuma gömmedin.

varoluşsal hancılar

üzüm, özüme 
b
               aka 
b
               aka...

iç güzellik

- önemli olan...
+ iç!
- güzelliği...

25 Mayıs 2020 Pazartesi

sütten çıkan ak kaşıklar

herkesin bir gün
-ahı çıkar.

24 Mayıs 2020 Pazar

c.i.k.

kuşların kanatları altındayım.
mutluluktan uçuyorum.

20 Mayıs 2020 Çarşamba

siktirname

dersim
pistir.

kitapsızlar

hikayesi olmayan insanların 
hepsi hikaye.

yansıma

tıpkısının aynası.
inceldiği yerden kopuyor.

youtu.be/C-JIYepN_t4

insanlar yorulur,
şarkılar dinlenir.

18 Mayıs 2020 Pazartesi

mutluluğun tarifi

pilot bölüm: uçmaya hazır mısın?
merhaba efendim.
ooo kimleri görüyorum hoş geldiniz, hoş geldiniz.
vay, kardillo! 
sen de mi buradasın!
sayenizde o kadar yıllık bloğum tarihinin en çok okunduğu 3. dönemi yaşıyor.
bunun için size teessüflerimi sunuyorum.
en çok okunduğu dönemi de yaşayabilirdi.
ehe.
şaka şaka.
kimse okumasa da olur.
ne diyor sitenin başlığında:
"aklıma estikçe yazarım"
"okundukça yazarım" diye bir şey dedim mi?
iftar ezanı mı lan bu okunduğunda beni mutlu etsin?
oruç da tutmuyorum gerçi ama...
lafı uzattım.
neyse; yazdıklarımı okuyan, okumaya değer bulan, anlayan, anlamaya çalışmayan, gizli sekmelerde giren, siteye yanlışlıkla tıklayan, gece vardiyası yapan herkese baş ağrılar dilerim.
buraya kadar geldiğinize göre başarılar dileyecek halim yok.
mehe.
-
şimdi gelelim asıl konuya...
yani, bence artık zamanı geldi.
bunu yazmadan önce çok düşündüm, gerçekten bunu yapmak istiyor muydum?
sonra hatalarım geldi aklıma.
ağzımda pek hoş tat bırakmayan hatıralarım...
yıllar geçti üstünden ve evet, sanırım bu konuda artık bir iki kelam edebilirim.
bildiklerimi, deneyimlerimi paylaşabilirim.
size mutluluğun tarifini verebilirim.
-
hani içinizde "sen mi vereceksin mutluluğun tarifini?" diyenler olabilir.
"boşver mutluluğu, bize iğrenç espiri yap ya da gitar çal" diyenler de...
ama burası benim mekanım ve ben ne istersem onu yazarım.
o yüzden bugün konumuz mutluluğun tarifi.
yani
sucuk ekmeğin!
-
tarife geçmeden önce malzemelerimizi yazalım.
malzemeler önemli:

1 kangal sucuk 
1 yumuşak somun ekmek
1 kuru soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
5 şişe tuborg gold (çivi gibi soğuk olmalı)
spotify/youtube classic rock hits çalma listesi

lets go!

bölüm 2: sucuk-ekmek için ekmeleddin
sloganı böyle olsaydı, bir de yanına 2-3 bira verseydi...
amaaaan...
-
haculetto, evvela çalma listesini aç, müzik arkada çalsın güzel güzel.
açtın mı? tamam.
yapacağın şey çok basit. önce işin tıraş kısmını hallet.
o aldığın yumuşacık somun ekmek var ya, 
onun taaa...
ortadan ikiye bölünmesi lazım. 
"ama ben yarım istemiyorum, çeyrek yiyecem" diyorsan bloğumdan siktir git.
bende böyle.
zaten "büyük lokma ye, büyük söz söyleme" demişler.
atalarını dinle. haydi canım benim...
-
ekmeği ortadan ikiye böl, böl, böl, böl, böl...
oohhh!
böldüğün ekmeği yandan da kesip, altının ve üstünün arasını aç.
ama haset bir kaynana gibi çaktırmadan aç.
mmmmm...
açtın mı? tamam.
şimdi ekmeğin içini al.
fakat burası çokomelli. ekmeğin içini alırken, üst taraf hep hassas olur. orayı narince al. deyim yerindeyse gıdıklaya gıdıklaya. ekmeğin bütünlüğünü bozma. sonra (insan gibi yemeyeceğin için) yerken eziyet oluyor. 
alt tarafı da aaaal...
tamaaam...
aldığın ekmek içleri lazım olacak. sakın atma. kenarda dursunlar.

bölüm 3: so far, so good... so ğan!
sıra soğanda.
soğan, türk mutfağında çok kullanılan ama yeteri kadar değer verilmeyen bir sebze bence.
neyse, bu konuya sonra değinirim bir ara.
(değinmeyeceğim tabii)
soğanın iki ucunu küçük bıçak darbeleriyle kes ve kabuğunu elinle narince soy. 
hisset soğanı.
şaka yapmıyorum, bazıları var hödük gibi giriyorlar soğana lapada, lupada.
yok anasının amı. ulan amına koduğumun çocuğu soğan öyle kesilmez. 
anlayacağın dilden anlatayım;
hoşlandığın insanı öküz gibi kesersen kaçar değil mi? soğan da öyle. harala gürele kesersen tadı kaçar. 
hoş değil.
lafa tutma beni, soydun mu soğanı?
bak, tatlı tatlı, ön sevişme yapar gibi?
yoksa ağlatır. 
soyduysan tamam. esas kesme faslı şimdi. ben soğanı orta-ince kesmeyi severim. 
burger king'den hallice. 
ama ortadan. o tam orta halka. zaten kısım yetecek sana. 
kestiysen, ekmeklerin yanına koy. 
beklet onları da. 
daha işimiz var.

bölüm 4: everything sucuks
ıslanınca "sucuk gibi oldum" dersin ya hani,
ya honey!
ben de öyleyim sana sucuk.
sırılsıklam aşığım sana. 
ay canım benim. seni yiyeceğim!
öhöm neyse...
-
:her şeyi bilen enişte mode on:
bah şimdi yiğenim, öyle her sucuğum var diyene ekmekle goşmayacan.
:her şeyi bilen enişte mode off:
-
off.
uzun uzun sucuğu anlatmayacağım. üşeniyorum. ama üşenmeyeceğim bir şey var ki, bu pahalılıkta iyi sucuk ucuza olmaz. süpermarket isimli sucuk olmaz. unut onları. öküz gibi baharatlı sucuk olmaz. kanatlı hayvandan sucuk olmaz. 
kasap sucuğunu da ben sevmiyorum amına koyayım var mı?
-
şimdi, cumhuriyet ve ikbal sucukları genel olarak güzel.
acısı, baharatı yerinde. tavsiye ederim. 
ama benim gönlümün yiğidosu, sivas'ımın bağrından kopup gelen güler sucukları.
bir dene derim...
hemşeri sayılırız.
neticede hangimiz sivaslı değiliz ki
gardaş?
(kıpsss)
-
aldın kangalı eline, napıcam ben bunla diyorsun?
o sucuğu so...
soy.
farkındaysan sucuğun etrafında ince bir zar var.
ilk hedefimiz o zarı sucuktan ayırmak.
hemen bıçağı alıp işe girişme, olayın kolayı var. 
o ince zarla çevrili sucuğu musluk suyunun altına koy. 
ılık su olsa daha iyi olur.
30 saniye kadar. zar iyice belirgin olsun. bak sonra soyması mandalinden hallice olacak. 
valla. 
-
sucuğu suya koydun mu? 30 saniye sonra da çektin mi? zar incecik oldu mu? imdi yürek yırtılır.
bıçakla zara bir delik aç ve zarı elinle sucuktan sıyır.
terbiyesizlik yapmadan.
-
haculettom, zardan ayrılan sucuk önünde net bir şekilde duruyor.
o sana bakıyor, sen ona bakıyorsun.
ona iyi bak.
birazdan ondan eser kalmayacak. 
sucuğu kes.
ama tüm kangalı değil. önce yarısından başla. yarım ekmeğin içine sığacak sayıda keseceksin.
hah, yeri gelmişken sucuk ince ince kesilmez. aşırı kalın da olmaz. sucuk aşırı kalın olursa iyi pişmez, ince kesilirse kuru muru bir şey olur. yenmez.
serçe parmak kadar kalın kes. 
ideal.
ama yuvarlak kes.
tüm sucuklar "O" şeklinde sana baksın.
bazıları var o yuvarlak kestiği sucuğu da ikiye bölüyor, sucuklar "D" şeklinde kalakalıyor.
tatsız şeyler bunlar. 
yapma.

bölüm 5: pişiriYORUM
nasıl başlık ismi ama?
posta gazetesinden hallice dimi?
akjsbdabsda :D
-
neyse, sucuğu dediğim gibi kestin mi?
cevap verme, kes.
aferin.
akıllı birisin ama bizim küçük deliliklere ihtiyacımız var.
-
ocağın başındayız. 
gönül ister ki ocak başında olalım.
hayır tatlııım, ocak ayının başında değil. 
aman ali rıza bey, ağzımızın tadı kaçmasın vıdıvıdı.
benim dediğim bildiğin ocakbaşı. dostlarla rakımızı falan içtiğimiz...
et yediğimiz, et! 
ama gel gelelim konumuz sucuk ekmek.
bu daha keyifli beybi!
yeah!
-
tefal tava hazır. çelik tava da olur ama yaaani... 
olmasa da olur.
yiyeceğin ekmeğe sığacak kadar sucuğu tavaya koy.
sakın yağ koyma.
"tereyağ?"
olmaz.
"ama ben zeytinyağı olmadan yaşayamam..."
haydi canım. seni salataya alalım.
konumuz sucuk.
bırak sucuk kendi yağında pişsin.
hayat gibi.
"kendi yağımızda kavrulup gidiyoruz" derler ya, 
işte bu bir sucuk atasözü.
öyle diyim.
tavayı üçe böleceksin.
yarısı sucukların, çeyreği soğanların, kalan çeyreği salçanın.
-
abi tavanın bir yarısına koydun sucuğu, en kısık ateşte çatalla çevire çevire pişiriyorsun. 
sakın sucuklara bastırma. yağı çıkmasın içinden.
acelemiz yok.
acele edenleri de sevmem zaten.
soğanlar kendi halinde, hafif karamelize...
ama salça?
ah ol salça...
-
boşuna dememişler azizim,
yemeğin salçalısı diye.
şimdiiii...
sucuklar güzel güzel, yağını kaybetmeden pişiyor.
soğanlar rengini alıyor.
o esnada salçamız ne yapıyor?
tavanın kalan çeyreğinde duruyor.
dikkatini topla.
sucukları tavanın yarısına dizdik, pişmelerini bekliyoruz.
soğanları tavanın kalan çeyreğine dizdik, pişmelerini bekliyoruz.
peki tavanın kalan çeyreğinde ne var?
salça!
bildin doma...
...tes salçası.
-
salça çeyrek tavada "beni bu menşordan çıkarın" diyedursun,
sıkıntı yok.
hafif hafif yanacak salça orada.
çevir.
her tarafı eşit olacak. 
baktın üzerinden duman çıkıyor, yarım ekmeğin içine sür.
baştan başa.
bob ross edasıyla.
muhtemelen o esnada sucuklar da pişmeye yüz tutmuştur.
zaten yüzü olan sucuk pişer.
yüzsüz sucuk, ucuz sucuktur.
ucuz sucuğun da bizim mutfağımızda işi yok.
hassireleğğğ!
-
sucukları da salçaladığın ekmeğin içine koy. 
tane tane.
her ısırığı hayal ederek.
(burada yazarın ağzı sulanıyor...)
geriye ne kaldı? soğanlar!
o karemeliziş soğanlar da sucuğun üzerine...
mmmmh! mmmmmh! mmmmmmmmmhhh!
-
işin fantezi kısmına geldik. bunu yaparsan tatlış olur. 
salçayı, sucuğu, soğanı koydun ekmeğe. peki işin başında ayırdığın ekmek içleri?
ah o ekmek içleri...
al onları, tavadaki yağın üstüne koy. iyice emcüklesin o yağı.
emdi mi?
şimdiiii...
eğer ekmeğin üstünde delinen bir yer varsa, ekmeği içinden bu yağlı kısımlarla kapat.
valla.
bana dua edeceksin
gerçi pek inanmam ama...

bölüm 6: sevdanın son vuruşu
eveeet, işte sucuk ekmeğin hazır! 
turşu seviyorsan 2-3 tane de biber turşusu koy yanına. içine değil! tadını bozar.
buz gibi biranı da çıkar dolaptan, arjantin bardağa dolduuuur... ilk yudumunu al, o bi' yol yapsın.
ve işte o an...
sevdanın son vuruşu!
ısır o sucuk ekmeği.
ama tatlı tatlı ısır.
kapat gözlerini.
evet, onu sen yaptın.
evet, o sucuk ekmek senin eserin.
evet, o sucuk ekmek dünyanın en sucuk ekmeği.
hisset onu; ağzında dağılan ekmeği, yağı, baharatı, soğanları...
yut onu.
aç gözlerini. 
birandan bir yudum daha al.
-
yaaa...
işte sana mutluluğun tarifi.
haydi afiyet olsun.

17 Mayıs 2020 Pazar

bir açıdan bakınca

orhan da veli,
hacı bektaş da.

15 Mayıs 2020 Cuma

ayık olmaz mı?

içki iç ki; içindeki, içindekine kinlenmesin.

14 Mayıs 2020 Perşembe

gönülçelen sular

ah şu insanlar ne güzel derya, deniz.
ben uslanmaz bir balığım.
takıldığım,
ağlar.

ağaç

ağaç gibiyim,
köklerim falan var.
kuş seslerinden ıslıklarım,
uzanamayacağınız yerde meyvalarım,
gölgemde yorgun insanlar, güneşle aramda bulutlar...
ah bir de rüzgar benden yana esti mi
sallanırım oraya, buraya
birkaç duble içmişçesine.
değmeyin keyfime...
ağaç gibiyim.
zannımca,
dut.

13 Mayıs 2020 Çarşamba

telefon

mutsuz olmak için bir sebep
aramıyorum.

yalnız

yalın-
ız.

12 Mayıs 2020 Salı

rakı

saki!
sakin...

9 Mayıs 2020 Cumartesi

3 kelime

niye?
yalan
söyleyeyim.
-
niye
yalan?
söyleyeyim...
-
niye
yalan
söyleyeyim?

7 Mayıs 2020 Perşembe

zaman-sızım

- saati kaç geçe?
+ gece.
- geçe?
+ gece.
- geçe?
+ geç.
- geçti.

cebir ve hile

kelimelerin
matem-
etiği
yok.

vicdan

vicdan,
kiminin
az-
...adı?
azabı.

ateş
olsan
ça...
ça...
ça...
ça???
ça??
ça?
-
(allah allah?)
-
ça???
ça?!!
ça!!!
ça...
çakmak yanmıyor.