22 Haziran 2023 Perşembe

aklımda bir kördüğüm

beklenti,
gereksiz bir
eklenti.
-
şakalar, komiklikler...
iyi gülüyoruz
halimize.
ben, eskisi gibi içmeye başladım ve 
bu hoş değil.
olsun
canım sağ.
-
anılar geliyor aklıma,
çok kişi ve çokça hatıra.
hatıra ve anı aynı anlama geliyor ama 
sırf kafiye olsun diye koydum.
zaten kimse okumuyor.
olsun
canım, sağ.
-
ha, ne demiştim?
anılar!
anılar geliyor aklıma,
çok kişi ve çokça hatıra.
unutuyorum bazen,
zaman bir şekilde hatırlatıyor.
aklım bir şekilde tırlatıyor.
neyse.
lafımız belli
olsun
canım, sağ.
-
bu tekrarı ne kadar daha devam ettirebilirim bilmiyorum.
kurtulmak istediğim döngüler içinde bir şekilde üzülüyorum.
sevindiğim de oluyor.
giriş yolum, çıkış yolum.
belki de bu yolun bir çıkışı yok.
aslında düşününce, denemiyorum.
yaşlandıkça fark ediyor insan ve
ben biraz hızlı yaşlanıyorum.
havalı bir durum diye yazmıyorum bunu.
hatta biraz eleştiri.
kendimle yüzleşmem gereken yerlerde 
yüzüme bakamıyorum.
yani ne diyeyim.
ne olacaksa 
olsun
canım, sağ.
-
aslında herkes gibi hayattan isteklerim var.
iş, para, aşk değil bunlar.
tamamiyle görünmez bir dünya içinde,
herkesten uzak olmaya ihtiyacım var.
var ya da war.
ingilizce şaka da yaptım
hadi iyisiniz.
kendi içimde bir savaş bu.
kendi kendimle bir savaş bu.
komutan benim, asker benim, devletler, bayraklar, düşmanlar ve ajanlar...
toplamına bakacak olursak,
sıkılıyorum.
bir itiraf,
bir itilaf.
bir iltifat.
sonsuza kadar sürdüremeyeceğim oyunlar.
yani, çok da zorlamamak lazım zira
sonunda ölüm var.
olsun
canım, sağ.
-
insan ne zaman kendine bu kadar anlam yüklemeye başladı
ya da 
insan neden bu kadar anlamlı zannediyor kendini?
dışarıdan bakınca kimden ne farkımız var?
toplamda etmiyor iken bile bir kişi...
sonsuz galaksiler,
yedi kıta, 
bozulan iklimler,
ırklar ve sınırlar arasında harcanan hayatlar,
tarih boyunca dayatılan dinler...
sahi, kim kimi dinler ki?
kime, ne gerek var?
işte bu soruyu sorunca tekrar başa dönüyorum.
insan ne zaman kendine bu kadar anlam yüklemeye başladı
ya da 
insan neden bu kadar anlamlı zannediyor kendini?
koca bir anlatım bozukluğu
hayatın kendisi.
cevap şıkları da yanlış.
varsayalım bunlar 15 yaş düşünceleri
olsun
canım, sağ.
-
nereye varmak istediğimle ilgili hiçbir fikrim yok.
bir isteğim yok.
beni ayağa kaldıracak hırsım yok.
yan gelip yatmak gibi bir düşüncem de yok.
hayat bir gerilim ve
çıplak ayakla bastığım toprak beni nötrlüyor.
bu durumda tek çözüm, ölüm mü oluyor?
bilmiyorum.
aslında bilmemin de bir önemi yok.
yani, dürüst olmak gerekirse önemsemiyorum.
bu kadar yazdıktan sonra bunu dememin de bir anlamı yok.
önemsiyorum ki yazıyorum.
bu bir bombardıman, kendime yaptığım.
yıkıyorum ne kadar şey varsa taptığım.
soruyorum kendime, ''yahu gerçekten bu kadar mı aptalım?''
cevabı sandığımdan büyük çıkıyor.
olsun
canım sağ.
-
bazen bir türkü olmak istiyorum
bazen bir valsin ayak izleri.
bazen rakı şişesinde herkesin istediği son damlayı oynuyorum
bazen yalnız bir viski şişesi.
ya diyeceksiniz ki 
''hepimiz bunu yaşıyoruz,
ama bir şey oluyor, sonra aşıyoruz''
olabilir.
diyebilirsiniz.
demelisiniz de.
dememeniz saçma gelebilir size.
sizin hür iradeniz,
benim zincirlerimin bağlandığı kilidi açmaya yetmiyor.
bazı şeyleri kabul etmek gerekiyor.
ben, değişimi edemedim.
değiştiğim halde, değişemedim.
olsun
canım sağ.
-
pardon, bir sigara hazırlamam gerek, 
beş dakika mola...
bir nefes,
bir nefes daha.
tıpkı hayatın kendisi gibi.
nikotin de bağımlılık
hayat da.
hepimiz yaşayan gübreyiz sonuçta.
baktığımız herkes.
sevdiğimiz,
sevmediğimiz 
en nihayetinde koca bir gerçek.
ne kadar kaldırabiliyoruz bunu?
gelecekte mezarlarımızda açacak birkaç çiçek ve 
inanmadığımızı bilseler de okuyacaklar birkaç dua.
hangi dua kurtaracak bizi yaşarken yaşadığımız azaplardan?
şairin dediği gibi,
''sorular, sorular aklımdaki sorular...
at bunlar kenara...''
şair dediğim de ismail yk.
haklı belki.
şappır şuppur beni öp,
çıttır çıttır beni ye.
kendimden, kendime.
ölene kadar 
olsun
canım sağ.
-
eyyorlanmam bu kadar.
eyvolle.


13 Haziran 2023 Salı

d raporu

kimseye etmem şikayet, ağlamam da halime. 
titremem mücrim gibi baktıkça istikbalime.
perde-i zulmet çekilebilir, ne yapayım ikbalime?
titremem mücrim gibi, baktıkça istikbalime.
-
ani ve keskin kararlar.
kendime verdiğim zararlar.
hayatı zorlaştıran insanlar,
elbet bir gün ararlar.
bu bir umut ya da temenni değil,
görünen köy
ama yolum bu sefer oradan geçmiyor.
nereye gittiğimin, ne yaptığımın, kiminle olduğumun bir önemi var mı?
aklımda sadece yeni başlangıçlar.
bu bir umut ya da temenni değil,
görünen köy
ama yolum bu sefer, orada.