19 Eylül 2025 Cuma

deve-cüce

bir balyozdan 
daha sert vurur insanın yüzüne
gerçek.
-
geri çek
kendini
geri çek.
sonra
gel, çek
derdini.
ihtiyacın var.
-
uymaya çalıştığın oyun 
bir deve cüce.
cüce dev aynasında,
deve bir mezarın başında.
sense bu dünyada
ne devesin ne de bir cüce.
bak, elindeki kalmamış güce.
yalnız bırakıldın 
zaten yalnızdın da.
her sabaha yalnız kalktın.
uzun gecelerde yalnızca bayıldın.
uyumadın, uyanmadın.
düşlerin ya da kabusların olmadı.
söyleyecek sözün
ki o senin özün...
sustun, olmadı.
konuştun, duyulmadı.
bağırdın, umursanmadı.
mecburen şakaya vurdun, 
haline güldün.
-
kör kurşunu bilemezsin de
kötü niyet bile bile vurur insanı.
bak,
uymaya çalıştığın oyun
sense sadece güdülen bir koyun.
ve demiştim,
bir balyozdan 
daha sert vurur insanın yüzüne
gerçek.
geri çek
kendini
geri çek.
çünkü sonunda 
biri kesilecek.

7 Eylül 2025 Pazar

pazarcının oğlu

zor bir cumartesi 
ve ertesi...
içim adeta bir pazar günü değil,
adeta bir pazar yeri bu sabah.
-
görüyorum kim kaç kuruşluk,
kimin içi çürümüş,
kimin mevsimi geçmiş de tadı bozulmuş,
kim çakma,
kime çakma...
acı ama gerçek.
bu poşet dolacak fakat sonra bazıları çöpe gidecek.
gitsin de.
para bende.
-
''gel vatandaş gel!'' diyorlar 
ben de ekliyorum:
''git vatandaş git!''
zaten herkeste bir gelgit.
kendi dalgandayken sorun arıyorsan, 
her yer derya deniz.
boğul
oğul.
-
gel gelelim asıl sıkıntı şu;
denizdesin,
sakin, güzel*...
isteyene bir elde imroz,
bir elde yakamoz.
ama kimse kum çıkarmıyor.
herkes vurgunun peşinde.
biraz uzaktan bakınca
dışarısı da can pazarı değil,
balık hali.
-
kim anlardı balığın halinden arkadaşlar, ben anlayayım?
saldım bir olta, tuttum birkaç balık tee 12 yaşımda.
inanmadılar en başta, inanmazlardı da.
dooş tee 12 yaşında, tutmuş alabalıkları bir başına.
iş yemeye gelince, yiyorlar ama...
ben yemedim.
-
konu sapıyor, toparlaması zor olacak :)
dönüyorum en başa.
o kadar başa değil;
haşa!
-
zorlandığım şeyleri anlatmak istiyorum
yapamıyorum.
çünkü zor bir cumartesi 
ve ertesi...
içim adeta bir pazar günü değil,
adeta bir pazar yeri bu sabah.
-
değersizim.
içim çürümüş.
mevsimim geçmiş.
hissettiğim şey çakma.
aklımdan geçen tek söz,
''hayır ona çakma!''
acı ama gerçek.
bu poşet dolacak fakat sonra ben çöpe gideceğim.
gideyim ne olacak?
para da zaten bende değil.
-
ne 
''gel vatandaş gel!'' 
ne de 
''git vatandaş git!''
zaten bitmeyen bir gelgit.
kendi dalgamda sorun aradım ve
her yer derya deniz.
boğuldum,
iyi de bir oğuldum.
-
bundan sonrası çok tekrar.
kime ne faydası varsa...
ve evet, aradığın blog bu.
çok da aramana gerek yoktu.